Sayfalar

3.3.13

Babamın Cesetleri





Çok ağladım ama iyi ki de gitmişim..

Bir cuma günü akşamı 4 kişi santralistanbulda Krek'in bu sezonki oyunlarından babamın cesetlerindeydik.İlk defa yine etkisinde kalmayım diye sağdan soldan hakkında yazılar yorumlar okumayıp bi tiyatro oyununa gittim...

babamın cesetleri uzun olmasına uzun ama sağlam metinleri ile soluksuz izlettiriyor kendini...Bir hastane odasında komada bir baba ve iki oğlunun kopmuşlukları ,iş aile, sıkıntılı aile ilişkisi, sevginin gösterilmesi gibi kavramlardan öte ben oyunculukları sanki oyundan bi tık daha sevdim..özellike Öner erkan 'ın oyunculuğu aşmıştı. kaan taşener ve defne kayalar da gerek mimikleri gerek ses tonlarıyla çok başarılılardı. Kaan Taşenerin kardeşi ile olan sahnelerinde verdiği paslar belki de Öner Erkan'ı devleştirdi..

Şerif Erol'un 20 dakika süren monoluğunu ve dehşet verici o Ruanda hikayesini ise nefessiz izledim hatta bi ara gözümü kapayıp sadece dinledim..Baba oğulun sarılmasında  ise kulaklarımıza gelen kalp atışları çok etkileyici bi detaydı.. Açıkçası Krek oyunlarında suyun yudumlanma  ya da  krakerin sesinden daha etkileyiciydi.

Sonuç olarak Başta Şerif Erol ve Öner Erkan olmak üzere oyunculuklar kusursuzdu.. Tek eleştirebileceğim nokta ; son sahnede zoraki acıtasyon vardı gibi geldi bana. Olmasaydı iyiydi..Bir de belki süre daha kısa olabilirdi. (süreyle ilgili eleştirilerde de aklıma yılmaz erdoğanın o sürede çok önemli bi işiniz mi vardı lafı gelir aklıma:)

Eşim yanımda oturuyordu.. Yaşanmışlıklardan ötürü oyundan çok etkilendi..Tamam tamam "nerden getirdin beni bu oyuna dalağım çıktı ağlamaktan bu ne insan mazoşist mi" gibi cümlelerle bayağı bi zılgıtı yedim o akşam.

Karşılaştırmak gerekirse güzel şeyler bizim tarafta kadar olmasa da güzel oyun..




tiyatro-sinema

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder